23 Şubat 2011 Çarşamba

TRT Radyo 3 neden sustu?

TRT Radyo 3’ün sadık dinleyicileri yurt genelinde şu aralar sıkıntılı bir bekleyiş içinde. Değişik yörelerde yaşayan Radyo 3 severler sıranın kendi illerine ne zaman geleceğini soruyorlar bir süredir. Kırşehir, Kastamonu, Karaman, Adıyaman, Konya, Niğde, Kahramanmaraş, Ağrı, Çankırı, Kars, Tunceli, Diyarbakır, Gaziantep, Bingöl, Mardin, Van’da TRT Radyo 3 susmuş durumda! Vericilerin diğer TRT radyolarına kaydırılmasıyla birlikte bu illerimizde artık Radyo 3 dinlenemez oldu. Radyo 3’ten alınan vericilerin TRT Türkü, TRT Nağme kanallarına aktarıldığı anlaşılıyor. Radyo 3 programcıları ve yöneticileri, kanallarını bugünlerde ne zaman çevirmeye kalksalar karşılarına ya haber ya türkü programları çıktığı yolunda pek çok dinleyici şikâyeti almakla meşguller şu sıralar çünkü anlaşılan o ki uygulama genişliyor.
TRT yönetimi Gaziantep’ten Ankara’ya şikâyet mektubu yazan bir Radyo 3 dinleyicisine verdiği cevapta yeni uygulamayı doğruluyor. TRT’nin Aktif Hat’ından verilen yanıtta kurumun zaman zaman bu türden verici değiştirme çalışmaları yapabileceği, bu çalışmaların teknik ve kurum imkânları ölçüsünde her kanalın ayrı bir dinleyici kitlesi olduğu göz önünde bulundurularak yapıldığı ve bu doğrultuda Gaziantep vericisinin yeni bir düzenlemeye kadar TRT Radyo Haber kanalına tahsis edildiği belirtiliyor. Yanıt, Radyo 3 yayınlarının internet ve uydu üzerinden dinlenebileceği hatırlatılarak sona eriyor.


Neden TRT 3 feda ediliyor
Yanıttaki ‘Her kanalın ayrı bir dinleyici kitlesi olduğu göz önünde bulundurularak’ satırı önemli ve doğru. TRT Radyo 3 ve TRT Türkü/TRT Nağme kanallarının az sayıda ortak dinleyicisi olduğu söylenebilir. Ama TRT Haber’in adı üstünde haber kanalı, hiçbir müzik kanalının muadili olamaz. Burada akıllara gelen ilk soru şu: TRT yönetimi söz konusu ‘verici yönlendirmesi’ işleminde neden pek çok ilde TRT Radyo 3’ü feda etme yoluna gidiyor? Kurum Radyo 3’ün vericilerini başka kanallara tahsis edip bu kanalı kapatmak yerine neden yeni vericiler kurmak yoluna gitmiyor? Yeni verici kurmanın maliyeti mi kuruma yüksek geliyor? “Zaten az dinlenen bir kanal” diye düşünüldüğü için midir ki okkanın altına giren hemen bu kanal oluyor? Radyo 3’ün vericilerinin kapatıldığı illere baktığımızda hemen hepsinin İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde olduğu görülüyor. Acaba TRT yönetimi bu şehirlerimizde oturanların Radyo 3’ün klasik müzik-caz-rock-pop yayınlarından zevk almadıkları düşüncesiyle mi vericileri türkü, şarkı kanallarına aktarıyor? Öyleyse Muğla, Edirne, Sakarya, Kocaeli gibi Batı şehirlerinde de Radyo 3 vericilerinin kapatılmasını nasıl açıklayabiliriz? Bu uygulamanın kapsama alanı ne olacaktır? Sorular çok ve şurası açık ki TRT Radyo 3 dinleyicileri, Gaziantepli dinleyiciye verilenden çok daha geniş kapsamlı yanıtları hak ediyor.
TRT Radyo 3 neden bu kadar önemli? Çünkü bu ülkede, işinin ehli yapımcılardan doğru Türkçe ve doğru bir sunumla, nitelikli müzik yayını dinlemek isteyen yurttaşların elinde bugün bir tek TRT Radyo 3 kalmış bulunuyor. Ülkedeki özel televizyonların ve radyoların içine düştükleri kalitesizlik batağı ortada.

TRT’nin sorumluluğu
İşte bu noktada TRT’nin kurumsal sorumluluklarını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Bundan 36 yıl önce, BBC Radyo 3 model alınarak kurulan TRT Radyo 3 bugüne kadar bu ülkede birkaç nesle klasik müziği, cazı, rock ve pop müziği nitelikli yayınlarla tanıttı, sevdirdi. Konser salonu, orkestrası, operası, müzik festivali, hiçbir sanat mekânı bulunmayan Anadolu şehirleri için ne büyük nimettir bu, farkında mıyız? Anadolu şehirleri ekonomik açıdan yıllar içinde gelişti ama kültür-sanat mekânları ve faaliyetleri bakımından hemen hepsinin büyük eksikleri var. Yani TRT’nin özellikle bu coğrafyadaki sorumluluğu hâlâ geçerli. “Halk bu müzikleri tanımıyor, istemiyor, o yüzden biz bu vericileri halkın daha çok talep ettiği türkü ve haber kanallarına aktaralım” türünden ‘Halk böyle istiyor’ anlayışından yola çıkamaz, çıkmamalı TRT. Böyle bir anlayışın kamu yayıncılığıyla bağdaşmayacağı açıktır. 24 saat şarkı-türkü yayını yapan TRT FM’in yurdun her noktasından rahatça dinlenebildiği bir coğrafyada, onun yanına aynı içerikteki TRT Türkü ve TRT Nağme’yi, Radyo 3’ten vazgeçme pahasına katmak, halkı cezalandırmak anlamını taşır.
TRT Radyo 3 bir okuldur, bir gelenektir; programcılarıyla dinleyicileri arasındaki bağları güçlü bir ailedir. Zengini, fakiri, öğrencisi, emeklisi, yöneticisi, akademisyeniyle, ülkemizin nüfusuna oranla azınlık bir grup dinleyicidir ama radyosuna çok sadıktır. Zararsız bir tiryakiliktir TRT Radyo 3.
TRT yönetiminin kaygı uyandıran bu verici yönlendirme politikasının amaçlarını kamuoyuyla net biçimde paylaşmasını ve kendisine ulaşan tepkileri dikkate almasını dilerim.


SERHAN BALİ

22/02/2011 Radikal

http://is.gd/meks7b

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder